HABER MERKEZİ - ALİ ÖLMEZ / 3 Mayıs Türkçülük Günü, 1944 yılında açılan Türkçülük-Turancılık Davası ve ardından Ankara’da düzenlenen nümayişle doğdu. Hüseyin Nihal Atsız ve arkadaşlarının tutuklanmasıyla başlayan bu süreç, Türk milliyetçiliğinin tarihsel hafızasında önemli bir yer edindi. O günden itibaren her 3 Mayıs, Türk kimliğini, milli şuuru ve birlik ruhunu savunanlarca anılmakta ve fikrî direnişin simgesi olarak yaşatılıyor.
1944 Türkçülük Davası ve 3 Mayıs’ın Doğuşu
3 Mayıs Türkçülük Günü, temellerini 1944 yılında yaşanan Türkçülük-Turancılık Davası sürecine dayandırır. Dönemin önemli fikir adamlarından Hüseyin Nihal Atsız’ın, Sabahattin Ali’ye yönelik eleştirileri ve vatan hainliği suçlamaları üzerine hakkında dava açılması, özellikle üniversiteli milliyetçi gençlerde büyük tepki uyandırır. 3 Mayıs 1944 tarihinde Ankara’da “Ankara Nümayişi” olarak anılan protesto yürüyüşü düzenlenir. Yürüyüş esnasında Nazım Hikmet ile Sabahatin Ali'nin kitapları da yakılır. Bu eylem, Türk milliyetçiliğinin toplumsal hafızasında bir kırılma noktası olur.
3 Mayıs’ın Tarihsel Önemi
3 Mayıs sadece bir anma günü değil, aynı zamanda Türk kimliğinin, birlik ruhunun ve milli şuurun yaşatılmasını amaçlayan bir düşünsel direnişin sembolüdür. Mustafa Kemal Atatürk'ün "Türk, öğün, çalış, güven" ve "Ne mutlu Türk’üm diyene" sözleri, bu günün anlamını daha da derinleştirir.
Ankara Nümayişi ve Tophane Hapishanesi’nde Başlayan Kutlama Geleneği
3 Mayıs 1944’teki duruşma gününde yüzlerce genç Ankara’da toplanarak adliye binasına yürüyüş eder. Yürüyüş sırasında “Kahrolsun komünizm”, “Yaşasın Turan” gibi sloganlar atılır. Eylemin ardından 165 kişi gözaltına alınır ve 29 kişi tutuklanarak “Türkçülük-Turancılık Davası” başlatılır. 3 Mayıs 1945 tarihinde Tophane Askeri Hapishanesi’nde Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar ve Reha Oğuz Türkkan gibi isimlerin bulunduğu 10 kişi tarafından ilk kez resmen “3 Mayıs Türkçülük Günü” olarak anılır.
Dava Sanıkları, Tabutluklar ve Etkileri
Dava sürecinde Alparslan Türkeş, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar, Reha Oğuz Türkkan, Atsız gibi isimler yargılanır. Sanıkların bazıları "tabutluk" olarak adlandırılan işkence gören koşullarda tutulur. Bu davanın psikolojik ve fiziksel etkileri uzun süreli olurken, Türk milliyetçiliği hareketi fikrî temelini sağlamlaştırır.
Toplumsal Bellekte 3 Mayıs
3 Mayıs zamanla sadece bir tarih değil, fikrî duruşun günü hâline dönüşür. 1960'lardan itibaren özellikle üniversiteli gençlik arasında anmalar yaygınlaşır. 3 Mayıs, Atatürk ilke ve inkılapları ekseninde Türk kimliğinin savunulduğu bir simgeye dönüşür.
Günümüzde 3 Mayıs
Bugün 3 Mayıs, siyasi görüş fark etmeksizin pek çok milliyetçi grup tarafından Türk kimliğinin, birliğinin ve dilinin önemi vurgulanarak anılmakta; konferanslar ve panellerle gündeme getirilmektedir.