Çocukların gelişimi genetik miras kadar çevresel faktörlerden de etkilenir. Sağlıklı bireyler için bu iki gücün dengeli katkısı şarttır.

Genetik dediğimizde, aklımıza hemen anne babamızdan aldığımız özellikler geliyor. Mesela göz rengimiz, boyumuz, hatta belki zekâ potansiyelimiz... Ama genetik sadece fiziksel özelliklerle sınırlı değil. Yeteneklerimiz bile genetikten etkileniyor. Mesela müzik kulağı çok iyi olan bir çocuğun ailesine baktığınızda, genelde onların da müziğe yatkın olduğunu görürsünüz. Buradaki önemli nokta, genetik bir potansiyel sunar ama ortaya çıkması için uygun bir çevre şarttır.

Genetik kadar hormonların da gelişimimizde büyük bir etkisi var. Hormonlar, vücudumuzdaki minik kimyasal haberciler gibi çalışıyor. Örneğin, büyüme hormonu düzgün salgılanmazsa çocuk ya çok kısa ya da çok uzun olabilir. Ya da tiroid bezinin düzgün çalışmaması hem fiziksel hem de zihinsel gelişimi olumsuz etkileyebilir. Yani hormonlar, gelişim sürecimizin olmazsa olmaz parçalarından biridir.

Çevremizin Gücü

Şimdi gelelim çevresel faktörlere. Doğmadan önce bile çevremiz bizi etkilemeye başlar. Mesela annenin hamilelik sırasında nasıl beslendiği, sigara veya alkol kullanıp kullanmadığı çok önemlidir. Hamilelikte sigara içen bir annenin bebeği düşük doğum ağırlığıyla dünyaya gelebilir ya da annenin stresli bir hamilelik geçirmesi bebeğin ruhsal gelişimini etkileyebilir. Hatta annenin kullandığı bazı ilaçlar bile bebeğin sağlığını olumsuz etkileyebilir.

Doğumdan sonra ise çevrenin etkisi daha da belirginleşir. Örneğin:

  • Sağlıklı beslenme, çocuğun hem fiziksel hem de zihinsel gelişimi için çok önemlidir. Demir eksikliği olan bir çocukta öğrenme güçlüğü görülebilir. Bir düşünün, sabah kahvaltısını düzgün yapmayan bir çocuk okula gittiğinde derse ne kadar odaklanabilir?

  • Sevgi dolu ve destekleyici bir aile ortamında büyüyen çocukların özgüveni daha yüksek olur. Hata yaptığında onu azarlayan bir aile yerine, hata yapmanın doğal olduğunu anlatan bir ailede büyüyen çocuk, kendine daha çok güvenir.

  • Çocuğun arkadaşları, okulu ve yaşadığı mahalle bile onun gelişiminde büyük rol oynar. Sürekli şiddete maruz kaldığı bir mahallede büyüyen bir çocuk ile güvenli bir ortamda büyüyen bir çocuğun psikolojisi aynı olabilir mi?

  • Çocukların yetiştiği kültür de onların kişiliğini şekillendirir. Japonya’da çocuklara küçük yaşlardan itibaren sorumluluk verilmesi yaygındır. Ama Türk kültüründe çocuklar genelde daha koruyucu bir şekilde yetiştirilir.

Genetik ve Çevre Birlikte Çalışır

Peki, “Genetik mi yoksa çevre mi daha önemli?” sorusuna kesin bir cevap var mı? Aslında hayır. Çünkü genetik ve çevre birbirini tamamlar. Genetik sizin potansiyelinizi belirlerken, çevre bu potansiyelin ne kadarını gerçekleştirebileceğinizi belirler. Düşünün, müzik kulağı çok iyi olan bir çocuğun eline hiçbir zaman bir enstrüman verilmezse ya da bu yeteneği desteklenmezse, o çocuk bu potansiyelini nasıl geliştirebilir? Ya da genetik olarak mükemmel bir sese sahip olmayabilirsiniz ama doğru eğitimle harika bir şarkıcı olabilirsiniz. İşte burada çevrenin rolü devreye giriyor.

Sonuç olarak, sağlıklı bir gelişim için hem biyolojik hem de çevresel faktörlerin olumlu şekilde desteklenmesi gerekiyor. Özellikle çocukluk döneminde ailelerin bilinçli olması çok önemlidir. Çocukların ihtiyaçlarına duyarlı olmak, onların duygusal ve fiziksel olarak sağlıklı bireyler olarak yetişmesine büyük katkı sağlar.

Unutmayalım ki çocuklarımız bizim geleceğimizdir. Onların sağlıklı bireyler olarak yetişmesi için elimizden geleni yapmalıyız. Sevgi dolu bir ortamda büyüyen çocuklar hayata daha güçlü adımlarla başlar.